Sex Hikayeleri

3 sene önce - Admin Ekledi - 1107 Kez Okundu

Annemin Sikicisi Platonik Aşkım Çıktı – Sex Hikaye

Annemin Sikicisi Platonik Aşkım Çıktı – Sex Hikaye

Merhaba, adım Esra. 23 yaşındayım. Bir akşam regl ağrısı nedeniyle erkenden yattım. Babam henüz işten gelmemişti ben yatmaya giderken, annemse dizilerden birine dalmıştı. Gece saat 24:00 gibi tuvalete gitmek için kalktım. Salonun ışığı yanıyordu ve kapı da çok hafif aralıktı. Annemle babam konuşuyorlardı. Son zamanlarda evliliklerinin iyi gitmediğini görüyordum. Dışardan çok iyi anlaşıyor gibi görünüyor olsalar da böyle olmadığını biliyordum. Ancak bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyordum. Bir iki kez annemle bu konu hakkında konuşmak istemiş ama vazgeçmiştim.

O gece şahit olduğum konuşma ise meselenin ne olduğunu açık seçik ortaya koyduğunda hayretten ağzım açık kaldı. Beni odamın kapısı kapalı ve yatıyor biliyorlardı. Ama evimiz küçük olduğu için yine de ihtiyatı elden bırakmamaya çalışarak fısıltıyla konuşuyorlardı. Yavaşça yanaştım ve konuşmalarına kulak kabarttım:

Annem: Ben artık dayanamıyorum, bu şekilde istemiyorum!

Babam: Hayatım, inan her şey daha iyi olacak, yoluna girecek…

Annem: Recai bana masal anlatma, iki sene oldu ya, iki sene!

Babam: Aşkım ben de biliyorum, ama lütfen biraz daha sabret…

Annem: Sabır sabır nereye kadar, yeter artık, canıma yetti benim!

Babam: Aşkım, her şey daha güzel olacak, biraz daha…

Annem: Ya Recai, sen herhalde işin farkında değilsin, iki sene oldu diyorum sana ya, iki sene!

Babam: Biliyorum hayatım ben de farkındayım, ama lütfen biraz daha…

Annem: İki senedir elin elime değmedi, bu nasıl evlilik ya?

Babam: Asiye tamam, farkındayım her şeyin, ama lütfen bak…

Annem: Ya Recai, iki senedir doktora git diyorum gitmiyorsun, hoca buldum ona da gitmedin. İlaç al diyorum almıyorsun. Sen ne istiyorsun ya, ne yapmaya çalışıyorsun?

Babam: Ya hayatım tamam…

Annem: Ne tamamı ya, hayatım gitti benim, gençliğim çürüyor senin yüzünden!

Babam: Aşkım lütfen böyle yapma…

Annem: Başlatma aşkından. Eskiden ayda bir kere olduğunda şükrediyordum, ama şimdi aradan geçmiş iki sene. Ben de insanım, ben de kadınım. Benim de ihtiyaçlarım var, yeter artık ya!

Babam: Ya bir tanem tamam, her şey düzelecek…

Annem: Ya git işine ya. İki sene oldu, iki sene. Her yanım gerildi benim, akıl makıl kalmadı artık bende. Yazık ya, bana da yazık!

Babam: Ya tamam hayatım lütfen…

Annem: İnsaf ya, insan biraz karşısındakini de düşünür. Gel diyorum, sana doktor buluyorum, randevu alıyorum, beraber gidelim diyorum gelmiyorsun. İlaç al diyorum onu da yapmıyorsun. Sen ne yapmak istiyorsun Recai, onu söylesene bana?

Babam: Hayatım tamam, bundan sonra her şey düzelecek, söz veriyorum…

Annem: Ya git işine, ne sözü. Lafla peynir gemisi yürümüyor Recai, icraat lazım icraat!

Babam: Ben de onun için çabalıyorum hayatım…

Annem: Ya git işine, senin bir şeye çabaladığın falan yok, hepsi boş laf bunların. Hani devamlı isterdin ya götten ver götten ver diye. İnan artık götten verecek noktaya geldim, razıyım buna ama sende tek icraat yok, tek bir tık yok, hareket yok!

Babam: Hayatım lütfen böyle konuşma ama…

Annem: Ben onu bunu bilmem Recai, ya bu işi halledersin, ya da bu diyardan gidersin. Ben artık bacı kardeş hayatı yaşamak istemiyorum. Karı koca olmak istiyorum. Bıktım artık senin korkaklığından, pısırıklığından, biraz erkek ol erkek!

Babam: Canımın içi, ben her şeyi ikimiz için yapıyorum…

Annem: Ya ne yapıyorsun sen, ne yapıyorsun, senin hiçbir şey yaptığın yok, sen sadece boş boş konuşuyorsun. Ben icraat görmek istiyorum, anladın mı icraat. Bana boş laflar anlatma. 43 yaşındayım, daha gencim, Hülya Av*ar gibi kendimi parmaklamak istemiyorum artık!

Babam: Ya hayatım tamam, her şey düzelecek…

Annem: Hiçbir şeyin düzeldiği yok, bana hikayeler anlatma. Benim canıma tak etti, ya bu işi halledersin ya da ben boşanırım, anladın mı, yeter artık!

Annemin bu son sözünden sonra yerinden kalktığını anladığımda hızla odama geçip kapıyı kapadım. Az sonra salonun kapısı gıcırdayarak açıldı, koridorda ayak sesleri duydum, ardından da yatak odasının kapanma sesi geldi. Annem ve babam arasındaki meselenin sebebi cinsellikti, inanamıyordum. O yaşıma kadar pek çok kez kavga ettiklerine, tartıştıklarına şahit olmuştum ama sebepleri hep gündelik şeylerdi. Oysa şimdi en mahrem konuda tartışıyorlardı. Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Babamla annem en son iki sene önce sikişmişlerdi, konuşmaları bunu gösteriyordu. Annem babamdan şikayetçiydi, sebebi de babamın sikinin kalkmamasıydı. Bu yüzden de normalde sert ve otoriter biri olan babamın bu gece süt dökmüş kedi gibi olduğunu görmüştüm.

Annemin son zamanlardaki gerginliğinin sebebi de buydu anlaşılan. Olur olmadık şeylerde parlıyordu. Ben menopoza girdiğini düşünüyordum ama öyle bir şey yoktu, tam tersi annem cinselliğini yaşayamadığı için gerilmişti yay gibi. Yıllardır annemle babamın yatak odalarından ses geldiğini duymamıştım. Yatak gıcırtısına benzer bir ses çıkmamıştı hiç. Oysa en yakın kız arkadaşlarımdan birisi annesiyle babasının yatak gıcırtılarını duymaktan geceleri uyuyamadığını söylemişti bir keresinde.

O gece sabaha kadar uyuyamadım. Duyduklarım beni uyutmadı bir türlü. Annemin “Sana götten vermeye razıyım.” sözünü düşündükçe içim bir tuhaf oluyordu. Ayrıca “Hülya Av*ar gibi kendimi parmaklıyorum.” sözü de bir garipti.

Sabah çok erkenden kalktım, salonun kapısı yine aralıktı. Babam çekyatta yatıyordu. Geceki tartışmadan sonra annem onu yatağına almamıştı. Yatak odasının kapısını açıp anneme baktım. Sırtı kapıya dönük halde uyuyordu. Sıcak gecede rahat edebilmek için sutyen ve külotla yatmıştı. Yeniden yatağıma döndüm. Bir saat kadar sonra babamın kalkıp işe gitmek için hazırlandığını duydum. Bir ara annemin “Rahat bırak beni, ben diyeceğimi dedim sana!” demesini duydum. Sonrasında sesler kesildi, dış kapının açılıp kapanma sesi geldi daha sonra. Bir saat sonraysa annemin çıktığını işittim…

Bu olayın üzerinden birkaç hafta geçti. Evde annem ve babam arasındaki gerginlik devam ediyordu. Birbirleri ile pek nadir konuşuyorlardı. Annemin siniri ise son sürat devam ediyordu…

Bir Cumartesi günü kız arkadaşlarım ile büyük bir AVM’de buluştuk. Etraf çok kalabalıktı. Kızlarla yürürken o kalabalıkta annemin sesini duydum. Etrafıma bakındım ama göremedim. Ancak sesin ona ait olduğuna emindim. Yemek katına çıktık, oturduğumuz masa korkulukların yanındaydı ve aşağıdaki insanları görebiliyorduk. Bir ara bakınca arka çaprazdan da olsa annemi gördüm, yürüyen merdivenlerden aşağı iniyordu, yanında bir adam vardı ve adamın koluna girmişti. Adamın yüzü görünmüyordu. Siyah saçlı, uzun boylu ve geniş omuzlu biriydi adam, babam olmadığı çok belliydi. Annemi kıyafetinden, başındaki türbanından ve omzundaki çantasından tanımıştım ama o adam kimdi? Yemek bana zehir oldu. Annem babamı aldatıyordu. Bunu annemle konuşmak istesem de nasıl yapabilirdim? Babama hiç söyleyemezdim.

Akşam eve gittiğimde annem benden önce gelmiş, yemek yapıyordu. Gerginliği geçmiş, neşeli görünüyordu. Bana ayakkabı almıştı, kaç zamandır istediğim spor ayakkabılardı bunlar. Teşekkür ettiğimde “Kuru kuruya teşekkür olmaz, gel bakalım, sarıl anneye!” dedi. Sarıldığımda üzerinden gelen erkek parfümünün kokusunu aldım. Yabancı gelmeyen bir kokuydu bu, o adama aitti. Kimdi bu adam? Aklımı yiyecektim nerdeyse.

O günün akşamında babam ve dedem birlikte eve geldiğindeyse kıyamet koptu. Babaannem ve dedem ile yakın oturuyorduk. Annem kahvenin önünden geçerken dedem de kahvedeymiş ve yanındaki bir adam kendisine, “Senin bu gelinin nasıl giyiniyor böyle, bu nasıl kapanmaktır, evli barklı kadına yakışıyor mu?” demiş. Dedem de babama telefon edip adamın sözlerini söylemiş. Babam sinirle peşine dedemi de katarak eve gelmişti.

Annem 43 yaşında, kapalı, türbanlı bir kadındır. Eskiden pardesü veya ferace giymese de, uzun ve bol etekler, bluzlar, tunikler giyer, başını büyükçe türbanlarla bağlardı. Ama şimdi onları geride bırakmış ve dar kotlar, pantolonlar giymeye başlamıştı. Giydiği eteklerin de hem boyu kısalmış hem de kalıbı darlaşmıştı. Başını örtse de koynunu açık bırakacak şekilde daracık bluzlar ve gömlekler giyiyor, arada sırada gözlerine makyaj yapıyordu.

O gün de üzerinde dar mavi kotu ve beyaz bluzu vardı. Ben 23 yaşında başı açık bir kız olarak o pantolonu giymeye çekinirken annem hiçbir sıkıntı duymuyordu. Götünün yanaklarının şekli pantolonun altında belli olurken külotunun izi de görünüyordu. Şişkin memeleri de dar bluzunun altında kabarmıştı.

Önce babam anneme birkaç şiddetli tokat attı. Sonra da dedemin küfürleri izledi bunu. Arada birkaç tokat da o attı. Annemi ikisinin elinden alamadım, alt kat komşumuz Sema Teyze yetişmese annemi öldüreceklerdi nerdeyse. Annemin burnu ve dudağı kanıyordu.

Babam ve dedem gittikten sonra Sema Teyze epey zaman bizde kaldı. Annemi teselli etmek için konuştu uzun uzun. Ancak annem, “Ben yapacağımı biliyorum, sen görürsün!” deyip duruyordu sürekli. Sema Teyze annemin neden dayak yediğini benden öğrenip, anneme, “Kızım sen de azıcık giyimine dikkat et, bu şekilde giyinme!” dediğinde, annem, “Neyim varmış benim?” diye sordu. “Kızım tutucu mahalle burası, sen de evli barklı kadınsın, boyunca çocuğun var. Allah aşkına bu nasıl pantolon, götünün fotoğrafı çekilmiş gibi, her şeyin meydanda!” deyince annem sinirlendi ve “Sema Abla hadi sana güle güle, çok kaldın!” diyerek kadını nazikçe kovdu. O gece babam eve gelmedi, ben de annemle koyun koyuna yattım.

Annem 1.65 boyunda ve 70 kiloydu. Son zamanlarda, “Çok kilo aldım!” diyerek kilosuna dikkat eder olmuştu. Basenleri genişti, bunun dışında vücudunda kilo fazlası olduğunu gösteren yeri memeleriydi. Memeleri aldığı kilolarla birlikte şişmişti. Giydiği dar bluz ve gömleklerle birlikte fazlasıyla belli oluyorlardı. Anne kız olarak birlikte banyoya girdiğimiz, birbirimizi yıkadığımız çok olmuştu. Annemin vücudu benim için yabancı değildi. Birbirimizin sutyenlerini takmaya başlamıştık. Benim boyum annemle aynı olsa da kilom biraz daha fazlaydı. O nedenle memelerim de eskisi gibi küçük sutyenlere sığmaz olmuştu. Ben de artık anneminkileri kullanır olmuştum…

Dayak olayının üzerinden birkaç hafta geçmişti. Babam ve annem arasındaki gerginlik doruk noktasındaydı artık. Hiç konuşmuyorlardı. Babam tamamen salonda yatmaya başlamıştı. İşi gereği sabahın erken bir saatinde çıkıyor, akşam da çok geç saatte geliyordu. Bazı geceler dedemlerde yatıyor eve de gelmiyordu. Doğru düzgün yüzünü göremez olmuştum. Annem ise bu durumdan çok memnundu. Onu akşamları salonda tek bırakıp odama geçiyor ve Sosyal Medyada arkadaşlarla takılıyordum. Annem de her akşam başka bir diziyi izleyip elinde telefon arkadaşları ile yazışıyordu. AVM’de annemin yanında gördüğüm erkek olayı da güme gitmişti. Evde ortam bu kadar gerginken üzerine bu konuyu açmak istemedim. Ancak adamın kim olduğunu merak etmeye devam ediyordum. Unutmuş değildim…